üst menü linkler

Phnom Penh Kamboçya


Vietnam'da son günümüz. Hızlı bot ile nehir üzerinde yol alarak, Kamboçya'nın başkenti Phnom Penh'e kadar gideceğiz.
Gemi acentasına geldik. Normalde tüm turistler Kamboçya için 35$ ödeyip vize alıyorlar. Parayı acenta toplayıp gemiye bindiriyor. Yeşil pasaporta vize yok. Ama acentaya bunu anlatmak zor. Kamboçya girişinden 2 gün önce facebook üzerinde Kamboçya konsolosluk sayfasını buldum ve yeşil pasaportla ilgili anlaşma metnini istedim, çok yardımsever bir çalışanmış, 3-4 saat içinde bana anlaşma metnini gönderdi. Kaldığımız otelde de yazıcı bulunca çıktıyı aldım. Acentaya dökümanı gösterdim ve vize parası vermeden kolaylıkla gemiye yerleştik.
(Daha sonra Tayland büyükelçiliğinin resmi web sayfalarından aynı dökümanı istedim, Tayland'a girdikten 5 gün sonra , döküman isterseniz talep edin gönderelim diye yazı geldi.)

Hızlı bot ile rahat bir yolculukla nehir üzerindeki Vietnam sınır kontrol noktasına geldik. Problemsiz çıkış yaptık (problemsiz geçişlere alışık olmadığımız için biraz yadırgadık tabii.)

Bu noktada hızlı bot değişikliliği oldu. Fotoda İskeleye yanaşmış olan Vietnam'dan geldiğimiz bot, arkasındaki ise Kamboçya bandıralı olan.


Kamboçya bandıralı bota bindik ve sınır giriş kontrolüne ulaştık. Bizim dışımızda herkes vize işleri için beklerken, yeşil sayesinde beklemeden pasaport kontrolüne girdik, problemsiz hemen damgamız vuruldu, grubu beklemeye başladık.

Sınır hatırası bir öz çekim.
Beklerken ănı değerlendirmek lazım. İlk Kamboçya biramız.

Vietnam botunun arka güvertesinde, açık havada, kanal kenarlarındaki görselleri seyrederek püfür püfür bir yolculuk yapmıştık. Kamboçya botunda ise kapalı bir mekanda idik ama neyseki klima çalışıyordu. Uzun süre botun içinde giden sigara tiryakileri çareyi botun tepesine oturmakta buldu.

Öğleden sonra 4-5 civarı vardık Phnom Penh'e. Kalacağımız hosteli nehir üzerindeki iskeleye yakın ayarladığım için, yürüyerek Hostelimsi otelimize yerleştik.
İlk izlenim, Vietnam'dan daha geri bir ülke imajı, daha koyu tenli insanlar, tuktuk sayısı (motorsiklet arkasına bağlanmış mükellef bir römork , ortalıkta taksi yok). Yolumuz üzerindeki devasa tapınak, otomobil tamircileri.


İşte bu da Kamboçya TukTuk'u. bir motorsiklete bağlanan römork. 4 kişi rahat oturabiliyor. Tır'a monte edilen dorseler gibi rahatlıkla çıkartılıp takılabiliyor. Tayland'da bindiğimiz tek bir şase üzerindeki 3 tekerlekli motorsiklet benzeri tuktuklara göre çok daha rahattı.

Tuktuk üzerinde reklam bile var. :)
Şehir hakkında bilgi ararken pek olumlu bilgiler yoktu, yine de Angkor Vat'a Mekong Deltasından geçerken yolumuzun üzeri idi ve ülkenin başkenti idi. Yol yorgunluğunu atabilmek için 2 gece rezervasyon yapmıştım. (1 gece zaten Vietnam'dan geldiğimiz için yol yorgunluğu ile geçti.). 2. günü şehirde gezerek geçirdik. Yazılanlara hak verdik. Phnom Penh'de vakit harcamaya pek gerek yok.

Yolumuz üzerinde bir üniversite binası

ve bina önünde öğrenciler.

Kamboçya da her şey ABD doları ile. Abd'den daha fazla 1$ varmış ellerinde. Eğer mal yada servisin değeri yada para üstü, 1$ dan az ise kendi paraları Riel devreye giriyor.
Ekonomik olarak geri kalmış ülkelerden biri. Buna karşın devasa ve şaşaalı Tapınaklar çok. Zaten Dünya genelinde halk fakirleştikçe din tüccarları zenginleşiyor.

Kralın sarayına ziyaretçi alıyorlarmış ama biz oradayken kapalı idi.
Kralın fotosu meydanlarda



Kobra yılanı vazgeçilmez sembollerden.
Ortalıkta bolca rastladığımız süslü tapınaklardan biri.
Ah bu süslemelere harcanan paralar, emekler.


Tapınak, tuktuklar ve yeni yapılan bir gökdelen.
Sırt çantalı turistlere hitap eden kıyafetler çok yaygın olarak satılıyor. Makul fiyatlarda.
Uzak doğuda çok yaygın kullanılan toz maskelerinden biri. Vietnam'da Kamboçya da daha sonra da Taylan'da çok sıklıkla rastladık bu maskeleri kullananlara.

Fotoyu büyüterek dikkatle bakarsanız her dükkanda bir kadın çalışıyor.
Kadınlar her alanda hayatın içindeler.
Çiçekçi bayan. Önde poşet içindeki çiçekler solmasın diye, boş hindistan cevizi kabukları vazo niyetine kullanılmış.
Boy boy salyangozlar müşteri bekliyor.
Yiyecek pazarından deniz ürünleri
Meşhur durian meyvesi de pazarda yerini almış.
Fransız sömürgeciliği döneminden edinilen alışkanlık, baget ekmekler.
Pazarın et reyonu
Evet tapınağa yardım edelim lütfen...Yardımlarınızı esirgemeyin.
Bir iki hayır duası, biraz da bereketli alışveriş duası
Gerekli yardım çantaya atıldı. Bir sonraki tezgah da kazansın, onun için de dua edelim.
Burada da motor ile her yere girmeye çalışıyorlar.
Izgarada muz. bana göre muzu katlediyorlar. Tatsız tuzsuz bir şey oluyor ızgaradan sonra.
Gece pazarları her zaman hareketli oluyor. Pazardan yiyecek bir şey alan, yada yorulan, hemen ortadaki hasırların üzerine yayılıp nevalelerini yiyor.
Nehir kenarı şehrin en mostralık kısmı idi. (tabii tapınaklardan sonra)
Nehir kenarında bira fıstık yapmayanı dövüyorlardı. Mecburen yaptık bizde.


Satın alınan her şey USD birimi üzerinden olunca küçük parçalar genellikle 1$ olarak etiketleniyor. Ufak ufak birikince bir bakıyorsunuz ciddi bir meblağ olmuş. Kamboçya'dan önce ziyaret ettiğimiz Vietnam buraya göre çok daha ucuzdu. Süpermarketler daha ucuzdur diye bir ikisine girdik. Gezdiğimiz 6 ülkeden en pahalı süpermarket fiyatları Kamboçya da idi. Her şey ithal olduğu için ve sadece zenginlere hitap ettiği için fiyatlar abarmış.
Türklerin vizesiz en rahat girebildiği ülkelerden biri olduğu için Türkiye'den kaçanların ya da Türk mafyasının büyük bir kısmı Kamboçya'da imiş. Özellikle güneydeki deniz kıyısı bölgesine yerleşmişler. Face'de seyahat Blogları diye bir grup var. Buraya bir arkadaş gerçekçi bir yazı yazmış Kamboçya hakkında. bağlantı adresi : Facebook-SeyahatBlogları
Bu arada Türkiye'nin itibarının yurt dışında sıfırın altında olduğunu ve kimler yüzünden olduğunu yazdığım için "makarnacı ve kömürcülerin" şikayeti üzerine beni bu seyahat blogları grubundan atmışlar. :)


Şehrin merkezinde en eski ve en büyük tapınağı ziyaret ettik.

Wat Phnom tapınağı. Phnom Penh de yer alan eski bir Budist Tapınağı.

1372 yılında inşa edilmiş, yerden 27 metre yüksekte. Şehrin en büyük dini yapısı. Aynı zamanda şehrin merkez noktası.

Efsaneye göre burada bulunan Koki ağacının içinde 4 adet bronz buda heykeli bulunur. ardından burada insanlar dua etmeye başlarlar ve akabinde tapınak burada inşa edilir.
En son 1926 olmak üzere 19. yüzyılda birkaç kez yeniden inşa edilmiş.
Bina içinde heykellerin, çiçeklerin ve mumların arasında bronzdan bir Buda heykeli olan bir sunak mevcut.
Duvarlardaki resimler Buda'nın yeniden Dünya'ya gelişi ve aydınlanması üzerine.


Fotolar aşağıda.







Tapınağın gece hali

Phnom Penh'den, Siem Reap'a minibüs ile gidiyoruz. Minibüsümüz Türk Malı Ford.

Marketde Tamek ve Dimes meyve sularına rastladık. Kamboçya dışındaki 5 ülkede maalesef Türk Malına rastlayamadık. Malezya da Godiva'nın dükkanı vardı ama Made in Belgium yazıyordu. Keşke çok daha fazla ürünümüz olabilse, Dünya,  Türkiye'yi farklı bir yönden de tanıyabilse.


Phnom Penh yazısının sonu...